17 Mayıs 2012 Perşembe

Ne Kupa Büyüklüğü Bu, Ne Şampiyonluk…


 İslam Çupi’nin dediği gibi, Fenerbahçe büyüklüğü başka bir şeydir.
Anlatılmaz…

Son yıllarda akla gelebilecek bütün travmaları yaşamasına rağmen hepsinde de ayağa daha güçlü kalkabilmektir. 2 kez son maçta kaybedilen şampiyonlukların ardından ertesi sezon tekrar şampiyon olabilmektir.

Alın terinle kazandığın şampiyonluğun ardından tüm emeklerin hiçe sayılıp şike yapmakla suçlandığın, kulüp başkanının ve idarecilerinin tutuklandığı, kaos ortamından dolayı önemli oyuncularını kaybettiğin, kalan oyuncuların “küme mi düşeceğiz, ne ceza alacağız” sorularıyla maçlara çıktığı sezonda son maçın son anına kadar şampiyonluk şansını sürdürebilmektir.

Onca yaşadığı travma ve üzüntüye rağmen, kulüplerine olan desteklerini arttıran (küme düşülse daha bile kuvvetli sarılacaklarını düşündüğüm), haksız yere tutuklu olduğunu düşündükleri başkanlarının arkasında yer alan, çivisi çıkmış ülkedeki neredeyse her kurumu ele geçirmiş ve diğer bir hedefi de Fenerbahçe olan F tipi denen örgüte karşı tepki veren, savaşan tek toplumsal örgüt olan büyük Fenerbahçe taraftarının da hakkını vermek lazım bu büyüklük mevzusunda.

Sonunda elalemin ağzına sakız olmuş “bilmem kaç yıldır alınamayan Türkiye Kupası”nın da bu çalkantılı sezonda kazanılmasının ayrı bir anlamı olduğu kanaatindeyim.

Nihayet bu kupa kazanılmış olsa da, yazının başında da söylediğimiz gibi Fenerbahçe büyüklüğü, ne kupa büyüklüğüdür, ne şampiyonluk. 
Bizim mücadelemiz daha yeni başlıyor…